Avrupa’nın birçok ülkesinde otoriter ve yabancı düşmanı siyasi partiler giderek yükseliyor.
Fransa’da geçtiğimiz yıl yapılan seçimlerde aşırı sağcı Ulusal Cephe lideri Marine Le Pen yüzde 33,9 ile ikinci oldu. Almanya’da Eylül ayında yapılan genel seçimlerde İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra ilk kez aşırı sağ bir parti (AfD – Almanya için Alternatif), oylarını neredeyse iki katına çıkararak, parlamentoya girdi. İtalya’da iki ay önce gerçekleşen seçimleri eski Başbakan Berlusconi’nin partisi Forza Italia ve aşırı sağcıların ittifakı mutlak zaferle tamamladı. ABD’de Trump, Macaristan’da Orban… Avusturya’da ise hepinizin bildiği gibi sağ koalisyonu hükümet kurmuş durumda. Bütün bu siyasi oluşumların ortak özelliği; azınlıkları hedef alan, ayrımcı ve yabancı düşmanı söylemlerle oylarını arttırarak; ülkelerinde bugün güçlü bir konuma gelmiş olmaları.
‘Sağ popülist’ diye tanımlanan bu siyasetlerin, özellikle internet ve sosyal medya üzerinden nefret ve kin barındıran karşılıklı söylemlerle, halkın arasına çomak soktuğu; toplumda kapanması zor, derin yaralar açtığı yadsınamaz bir gerçek. Bu konuya değindiğimiz ve tam 5 sayfa ayırarak ayın konusu olarak belirlediğimiz „Sağ popülizmin sosyal medyadaki yükselişi“ yazımızı 20. sayfadan itibaren okuyabilirsiniz.
Keyifli okumalar.
Oğuzcan Karataş
ok@alphaplus.at